Sosyal kaygı, kendimizi sosyal ortamlarda rahat hissetmediğimizde ortaya çıkar. Sosyal kaygı çok yaygın bir rahatsızlıktır ve bilişsel-davranışçı terapi ile tedavi edilebilir.
Sosyal anksiyete, tüm kültürlerde en yaygın anksiyete bozukluklarından biridir. Bu durumdan muzdarip kişiler, sosyal durumlarla ilgili korkuları yüzünden diğer insanlar tarafından olumsuz bir şekilde yargılanacaklarını düşünürler. Bunun sonucunda da sosyal anksiyete utanç, yetersizlik ve güvensizlik duygularına neden olur. Çevrelerindeki yeni tanıştıkları kişiler tarafından utangaç, garip veya biraz farklı olarak algılanabilirler ve bunun sonucunda da kişi yine hoşlanmadığı duygular hisseder ve fiziksel belirtiler ortaya çıkar; kızarma, terleme, titreme, çarpıntı, mide bulantısı gibi.
Dünyada sosyal kaygıdan muzdarip milyonlarca insan var, yalnız değilsiniz; bunu yönetmek ve üstesinden gelmek için pek çok etkili yol var.
Araştırmalar bilişsel-davranışçı terapinin (BDT) hem bireysel hem de grup seansları aracılığıyla sosyal kaygının tedavisinde olumlu değişiklikler sağladığını göstermektedir. Psikologlar, altta yatan düşünce kalıplarını ve davranışları ele alarak, sosyal kaygıları olan kişinin sorunlarını ele almalarına yardımcı olabilir ve mantıksız düşünce ve duyguları sosyal durumlarla ilişkilendiren kalıplaşmış korkuları kırabilirler. Sosyal anksiyete konusunda yalnız değilsiniz, ve bu sorunla tek başınıza mücadele etmek zorunda değilsiniz.
Elif Suna Özbay
Uzman Klinik Psikolog
Referanslar
Comments